Bilgi ve resimler muhteşem. Teşekkürler.
MAVNA (MAĞUNA) 1830
Geleneksel Türk denizciliğinde taşımacılıkta kullanılan, yelkenli ticâret gemisi.
Mavnalarda bir flok yelkeniyle üç köşeli büyük bir yelken vardı,ayrıca mavnalar da kürek de kullanılırdı.
Mavnaların, yük taşınacak ambarları geniş olduğu için, tekne yapıları büyük ve yayvandı.
Devamlı su içerisinde kaldıkları için,kestane ve meşe ağacından imal edilmekteydi, çürümelerini önlemek maksadıyla da karinaları ziftlenirdi.
Fatih tarafındn karadan Haliçe indirilen gemiler arasında İlk mavna türü deniz aracı örneklerinin bulunduğu yazılmaktadır.
1667 yılında İstanbul’da mavna sayısı ise 68 olup devlet kontrolünde faaliyette bulundukları Evliya Çelebi tarafından belirtilmektedir.
Mavnacılar, kurtuluş savaşında işgal altındaki İstanbuldan kaçırdıkları silahları, İneboluya sevk edip, daha sonra bu
silahları Ankaraya ulaştırılarak vatanın düşmanlardan kurtarılması sürecinde de önemli rol oynadılar.
Karadenizde gemilerin yanaşabileceği limanlar ve beton rıhtımlar yoktu, küçük ahşap iskeleler vardı.
Yakın tarihe kadar mavnalar, limanlara yanaşamayan, demirde veya şamandıralara bağlı olarak yükleme ve boşaltma yapan gemilerlden yakın kıyılara
yük taşıyan teknelerdi. Bu iskelelerden Mavnalar yük ve yolcuları,yörede yetişen ürünleri yıllar boyunca açıkta bekleyen gemilere taşıdılar.
limanlara gelip demirleyen gemilerin yüklerini boşaltma ve limandaki gemileri yükleme görevi tamamen mavnacıların kontrolünde yerine getirilirdi.
Osmanlının son dönemlerinde mavna ve mavnacılık esnafı halk nezdinde avam tabası işi olarak görülmesine rağmen,
İstanbul gibi önemli bir deniz kenti için gemi ve vapurlardan eşya naklinin ehemmiyeti göz önüne alındığında gayet
gerekli bir meslek grubu olarak karşımıza çıkmaktadır,işte genel bir ihtiyaçtan kaynaklanan bu türün ortaya çıkmasıyla birlikte mavna
İstanbul silüetinin ve limanının vazgeçilmez bir öğesi olmuştur
Mavnacı esnafı genellikle Karadeniz insanından oluşurdu.Yöre insanı İstanbula gelerek mavnacı olarak çalışıyorlardı.
Nakliye işi için Yağkapanı, Unkapanı, Eminönü, Kuruçeşme ve Üsküdar iskelesi olmak üzere bazı iskelelerde nöbetççi mavnalar bulundurulurdu.
Mavnacı esnafı arasında rekabet ve kargaşayı önlemek üzere serbest çalışmadan ziyade nöbet sistemi uygulanmıştır.
Birçoğumuz Haliçte yada Üsküdar iskelesinde,karşı yakaya yük taşımak için bekleyen mavnaları görmüşüzdür.
Makineli gemilerin seyrüsefere girmesinden sonraki dönemlerde de römorkörlerin arkasına birkaç mavna çekilerek taşıma yapıldığı da görülmüştür.
limanların çoğalması gemilerin iskelelere yanaşması sonucu 1950 lere gelindiğinde mavnalara da motor takılmaya,taşımalar da limanlar
arasında yapılmaya başlandı.80 li yıllara gelindiğinde mavna işletilebileceği alanların daralmasıyla yatırımlar gemilere doğru
kaymaya başlayınca,mavnalar önemlerini kaybetmeye,yeni mavnalar üretilmemeye,kalanlarıda kıyıda köşede çürümeye bırakılmıştır.
15yy. başlayan mavnaların tarihi yolculuğu resmi olarak bakanlar kurulunun 2005 tarihinde aldığı kararla son bulmuştur.
Bilgi ve resimler muhteşem. Teşekkürler.
Hakki agbi ellerine emeklerine saglik,resimler cok kaliteli ama yakindan birebir gormek daha muhtesem.
Sağol,senin kızılağaçlardan ambar zeminine ve eğrilerde kullandım.
Resimleri neden goremiyorum
Tamam acildi.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)